Nihilistler genellikle anlam verilemeyen hareketleriyle
bilinir. Peki nedir bu anlam verilemeyen hareketlerin anlamı?
Trajik bir olay yaşadınız diyelim intihara meyillisiniz. Bu
durumda sizi intihara götürecek kararı vermenizin asıl sebebi aslında hayatı çok
seviyor olmanızdır. Ne demeye mi çalışıyorum? Gelin anlatayım.
Olayları daha doğru açıklamak açısından bir statüko kuralım.
Mükemmel giden bir evliliğiniz, iyi bir işiniz ve akıllı çocuklarınız vardır
diyelim. Ve her şey mükemmel ilerlerken bir kaza gerçekleşir. Kazada bütün aile
fertleriniz ölür ve siz de ağır bir şekilde yaralanırsınız. Hatta bu kaza sizin
yüzünüzden olmuştur. Ağır yaralandığınız için işinizden de atılıp fakirlik
çekmeye başlarsınız. Ama sizi asıl rahatsız eden artık olmayan ailenize karşı
ağır suçluluk duygusu çekmenizdir.
Buraya kadar her şey gerçekten kötü gitti. Ve bunun
sonucunda başına bunların geldiği kişinin intihar ettiği duyulursa insanlar
bunu gerçekten normal karşılayacaklardır. Hatta anormal karşılanacak olan
yeniden hayat düzeni kurup mutlu hayatınıza dönmeye çalışmanız olacaktır.
Bazıları tebrik eder bazılarıysa bütün ailesi öldü bu adam daha nelerle
uğraşıyor der. Toplumda acı çekmek övülecek bir şey olarak görülür çünkü.
Peki neden bu ailesi ölen işinden atılıp yokluk çekmeye
başlayan adamın intiharı insanları şaşırtmaz. Çünkü mükemmel bir hayatı vardı.
Elinizi eğer sıcak suya sokup çıkarıp hemen ılık suya sokarsanız ılık su size
buz gibi gelir. Asla bir ailesi olmamış, asla güzel bir işi olmamış, hayatı
boyunca açlık sınırında yaşayan birisinin bu intiharı duyduğunda odaklanacağı
nokta intihar etmesi değil, o mükemmel hayatın sona ermesidir. Normalde
kendisinden statü olarak çok yukarıda olan birisi sadece onun seviyesine
inmiştir. Ancak onun seviyesine indiğini gören kişi kendini ondan yukarda
görür. Çünkü bir taraf yüksekten düşerken diğer taraf asla yükselememiştir.
O zaman hadi intiharları karşılaştıralım.
Biraz önce bahsettiğim asla yükselememiş, asla ailesi
olmamış kişinin intihar ettiğini düşünün. İnsanlar ailesini kaybedip intihar
eden kişinin aksine onun yaşarkenki hayatına değil de intiharına
odaklanacaktır. Oysa ki bu intihar eden iki kişi de statü bakımından aynı
noktadaydı. Birisinin bir zamanlar ailesi vardı diğerinin hiç olmadı.
Bu, evrimin bize yaptığı en büyük çakallıktır. Algılarımız
yanılmaya çok müsaittir. Ve hatta bu müsaitlik öyle bir sorundur ki sonucunda
bir intiharı normalleştirir ve başka bir intihara üzüntü duyurur.
Peki asıl konuyla bağlantılı olarak bir nihilist intihar
hakkında ne düşünür ve intihara nasıl karar verir?
Cevap açık ve nettir. Karar vermez. Nihilizme göre bunlar
hakkında yorum yapmak absürt ve yersizdir. Çünkü hayat kendini öldürmek için
de yaşamak için mücadele etmek için de oldukça anlamsızdır.
Şimdi olayın dibine girmek için bir karar verdirelim. Kanser
hastası olanları bilirsiniz. Bu insanların bir karar vermesi gerekir. Bu
odaklar genellikle ikiye ayrılır. ( Not: İki durumda da keskin kararlar
verilmiştir. Önemli olan örneklere odaklanmanız.)
İlk durum: kansere karşı mücadele etme
Kansere karşı mücadele etmeye odaklanan insanlar genellikle
toplum tarafından cesur olarak adlandırılır ve tebrik edilirler. Onlar için
hayat ölüme çok yakındır ancak hasta olmayan insanlardan daha hayatta
hissederler kendilerini. Çünkü insanlar ölümü düşünmeden yaşar ve bu yüzden
hayatın bir değeri olduğu onların aklına gelmez. Mücadele konusunda son noktaya
kadar giderler ve hayatlarının amacı haline gelen bu serüven onlar için yaşamı
anlamlı hale getirir.
İkinci durum: ölümü kendi ellerinle getirme
Öleceğini düşünen insanlar her zaman ölümden kaçmak için
çabalamaz. Bazı insanlar zaten öleceklerini bilerek yaşar. Dolayısıyla ölüm
onlar için sorun değildir. Bu belirsiz durumdan kurtulmak için yapmak
istedikleri son şeyleri yapar, son lokmayı yer, son yudumu içer, sigaranın son
nefesini üfler ve nihayetinde kendi son nefeslerini kendi elleriyle çıkarırlar.
Peki bir nihilistin kanser olduğunu öğrendiğinde tepkisi ne
olur?
Cevap yine öncekiyle aynı. Hiçbir şey… Çünkü yaşamak için
mücadele etmek de kendini öldürmek de onlar için gayet anlamsızdır. Bu
anlamsızlığın sonucunda onlar için hiçbir şey fark etmez. Demek istediğim Meursault kanser olsaydı vereceği tepki bu olurdu. Bu yüzden
bu yazıyı yazan aynaya baktığında bir Meursault görüyor.
Meursault diyor ki:
1. Yaşamak için karar vermek
anlamsızdır.
2. Ölmek için de karar vermek
anlamsızdır.
3. Her şey anlamsızdır.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder